20 Şubat 2011 Pazar

Sivil Toplum Üzerine III.

İlk iki yazıda 'sivil toplum' kavramı üzerinde durmuş, resmî toplumla tarihsel açıdan karşılaştırmasını yapmaya çalışmıştım. Bu yazı; sivil toplumun örgütlülüğü üzerine olsun.


Örgütlülüğün önemini gerekirse tekrar tekrar vurgularız vurgulamasına ama.. Burada, daha önce sözünü ettiğim kavramların nicel karşılaştırmasına değinelim. Aslında bunu yaparken de istatistiksel verilerden yararlanmak gerekir. Ancak, istatistiğin "doğru rakamlarla yalan söyleme sanatı" olduğuna, bunu da beceremeyeceğime inandığım için o alana gerekmedikçe girmemeye çalışacağım.


e-devlet, STK'ları 4 ana başlıkta almış:


Vakıflar


Vakıf statüsünde kurulmuş sivil toplum kuruluşları.


Dernekler


Dernek statüsünde kurulmuş sivil toplum kuruluşları.


Sendikalar


İşçi Sendikalar, İşveren Sendikaları, İşçi Federasyonları, İşveren Federasyonları, TÜRK-İŞ, DİSK, TİSK, HAK-İŞ, KAMU-SEN, KESK...


Meslek Kuruluşları


Meslek Kuruluşları, Odalar, Birlikler, Mühendis Odaları, TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, TOBB Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği..."


(Kooperatifleri niye unutmuşlar, anlayamadım??)


Bu STK'lar içinde; kanka olanlar olduğu gibi yıldızları hayatta barışmayacak olanlar da var, birbirlerini ele geçirseler bir kaşık suda boğarlar.. Üstelik toplu halde bile, sayıca o kadar cılız ve dağınıklar ki.. Ol görüp de "biz bir gücüz" diyemiyorlar! Önceki blogumda değindiğim geleneksizlik de işin içine katılınca, neden güçsüz oldukları netçe ortaya çıkıyor. Bu iki gücün 'orantısız' olduğunu da hesaba katarsak zaman zaman gündeme gelen "orantısız güç kullanımı"nı da açıklayıveririz. (Tabii bu, bu kadar basit değil. Ama konuyu dağıtmamak için şimdilik oraya da girmiyorum.)


Genel olarak, gelenekler + örgütlülük ve bunlardan doğan kuralları (=yasaları) yapabilme gücü resmî toplumun (=devletin) elinde.. Ekonomi, bilim, kültür-sanat ve spor da ST'nin elinde..

Burada yapılması gereken, bunların kaba çatışmasını değil, bir arada yaşayabilme sanatını başarabilmeleri... "Toplumsal ve bireysel gelişim" ancak böyle sağlanır çünkü..


Ancak, sözü geçen bir "güç" olabilmek için; "örgütlülük resmî toplumun elinde, bir şey yapamayız" değil, tam tersine diri ve sağlam duruşlu bir sivil toplum örgütlülüğünün gereğini bilince çıkarıp ona göre davranmak şarttır!


Bir de tek başına "güç" olunmaz! Hi-men, kılıcını kaldırıp "Güç bende artıııııkk" diye bağırır ama o bir çizgi film kahramanıdır sadece.. Süpermen gibi, Örümcek adam gibi vb.. Tarihte de yaratılmış böyle kahramanlar.. Don Kişot'ta tiiye alınmış.. Olmaz çünkü.. Gerçek hayatta yoktur böyleleri..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder