5 Mayıs 2011 Perşembe

Ön ve Bön Yargı

Otobüs yolculuklarında, öğrenci yurtlarında ve benzeri yerlerde koyu bir muhabbetin anahtar kelimesi: "Nerelisin hemşerim?"dir! Muhabbetin ortalarına doğru elemanların akraba çıkma olasılığı bile vardır. :D Aradan zaman geçtikten sonra çok şey yerli yerine oturur; ilk başlarda olan önyargılar kırılır ya da tam tersi ilk başlarda az olan önyargılar yerleşir iyice.


Bu "Nerelisin hemşerim?" sorusunda gizil bir BÖNYARGI da vardır: "Falan yerden adam çıkmaz" bönyargısıdır bu.. Veya "Bana arkadaşını söyle; sana kim olduğunu söyleyeyim" gibi filozofumtrak tavırlar takınmamıza yardımcı olur.. Doğruluk payı da yok değildir ama bu tür genellemeler çok çok çok bilgi ve dikkat gerektirir.


O "çok çok çok bilgi" -karşılıklı olarak- olursa, olumsuz önyargılar/bönyargılar kendiliğinden kalkar zaten..


***


Önyargının tanımını; "Bireyde başka bireylere, toplumsal kümelere karşı sevgi ya da düşmanlık duygusu uyanmasına yol açan, koşullanmış bir duygusal tutumu yansıtan yalınkat inanç, kanı, genelleme." diye yapıyor TDK..


Einstein da, önyargıya ilişkin "İnsanların ön yargılarını parçalamak, bir atomu parçalamaktan daha zordur." demiş.


Yukarıda sözünü ettiğim, "karşılıklı ve eşit, çok çok çok bilgi" bunun tek ilacıdır ama onu elde etmenin ve kullanmanın yanında atomun parçalanması çocuk oyuncağı kalıyor.


Önceki bloglarımda, özellikle "Ayrımcılık Üzerine" ve "Beriki(ler) - Öteki(ler)"de yukarıdaki tanımda sözü geçen "birey, başka bireyler ve toplumsal kümeler"in epeyce üzerinde durmuş, belirginleştirmeye çalışmıştım. Burada benzer cümleler kurmak istemiyorum.


Yine tekrarlayayım: Bilgi, karşılıklı ve eşit, yani "dengede" olmalıdır. Bilgide/bilimde denge yoksa (b)önyargı her zaman vardır! Ve bir kez varsa kimde olduğu da o kadar önemli değildir!


Sanırım güncele uyarlanmış bir fıkrayla bitireyim:


Adamın biri New York Central Park'ta yürüyüş yaparken, aniden bir köpeğin küçük bir kıza saldırdığını görür. Koşar ve köpekle boğuşmaya başlar. Hayli uzun bir boğuşmadan sonra, üzeri yara bere içinde kalır ama köpeği öldürür. Bu arada küçük kızın da hayatını kurtarmıştır. Son anda bu sahneyi gören polis nefes nefese olay yerine koşar ve adamın yanına gelir. Sarılıp teşekkür ettikten sonra der ki:


- Sen bir kahramansın! Yarın bütün gazeteler seni yazacaklar. Ve göreceksin başlık da şöyle olacak:


"New Yorklu cesur bir genç, küçük kızın hayatını kurtardı!"


- Ama ben New York'lu değilim ki!


- Fark etmez. Bu durumda o zaman gazeteler şunu yazacaklar:


"Cesur bir Amerikalı, küçük kızın hayatını kurtardı!."


- Ama ben Amerikalı da değilim.


- Yine fark etmez. O zaman da gazeteler şöyle yazarlar:


"İnsanlık ölmedi. Bir genç, küçük kızın hayatını kurtardı!"


- Peki, sen nerelisin?


- Ben Iraklıyım!


Polis kızı hastaneye götürür. Adam ertesi gün gazeteleri aldığında şöyle bir haberle karşılaşır:


"Radikal bir İslamcı, masum Amerikan köpeğini öldürdü…"


17.4.2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder