21 Mart 2011 Pazartesi

Yaşamak İçin.. II.

Geçen hafta diyalektik düşünce sisteminin ilkelerini anlatmış, doğadan bir örnekle konuyu bağlamıştım. İnsanoğlu/kızının "yaşamak için" atıldığı serüvenine devam edelim.

Ancak, yazının ilk hali eski olunca doğal olarak kaynaklar da eski oluyor. Alıntıladığım bölümler, bire bir internet üzerinde yok. :( Ya da ben bulamadım.. Neyse..

Öykümüz yeryüzü üzerinde, 15 milyon yıl önce; havanın, suyun, toprağın, yanardağların, ormanların, düzlüklerin olduğu, çeşitli tür canlıların yaşadığı dönemlerde başlar. "... Çoğu kez bu hikâye anlatılırken, önemli gelişmeler birbiri ardına dizilir: Sanki biri biterken diğeri başlamış gibi. Bu yanlış yorumlara yol açabilecek bir üslûptur"[1] biçimindeki açıklamadan sonra öykümüzü sürdürebiliriz:

1- Düzlüğe Çıkış:

"... Bundan, aşağı yukarı onbeşmilyon yıl önce iklimin, onların aleyhine döndüğünü biliyoruz. Bu yüzden, içine sığındıkları ormanlar adamakıllı azalmıştı. İlk maymunlar şu sorunla karşı karşıya kalmış bulunuyorlardı demek: Ya eski ormandan ne kaldıysa ona yapışıp durmak, ya da cennet bahçesinden kovulmayı göze almak. Şempanzeler, goriller, orangutanların ve gibonların (uzun kollu küçük maymunlar) ataları oldukları yerde kalmış ve bu yüzden sayıları da giderek azalmaya yüz tutmuştur. Bunlar dışında kalan tek maymun türünün, çıplak maymunun ataları ise ormanı bırakıp gitmişlerdir. Bunu yaparken de düzlükte yaşayan ve kendilerini bura koşullarına uydurmuş olan öteki hayvanlarla çatışmayı da göze almışlardır. Bu, tehlikeli bir maceraya atılmak demekti. Ama gelişmelerindeki başarıyı göz önüne alacak olursak, sonunda kazançlı çıktıklarını kabul ederiz."[2]

2- Ayağa Kalkış:

Ormandan ovaya inen çıplak maymunun ataları, yeni ortama ayak uydurabilmek için daha güçlü olmak zorundaydı. Bu da gerekli organların gelişimine, doğaldır ki gereksizlerin körelmesine yol açtı.

"... Gözleri kuvvetliydi, tuttuğunu koparabilen ellere sahiptiler. İleri bir hayvan türü olduklarından, toplumsal sayılabilecek bir düzenleri de vardı. Koşullar onları et yiyicilik yeteneklerini geliştirmeye zorlayınca birtakım hayatî değişikliklere uğramakta gecikmediler. Daha dikey, dolayısıyla daha hızlı ve iyi koşucular durumuna geçtiler. Elleri, artık yürümeyi sağlayan bir organ olmaktan çıkıp serbest kalınca, etkili ve güçlü silahlar taşır oldular."... "Bütün bu olaylar birbirini izleyen bir dizi şeklinde olmuyor hepsi bir arada gelişiyordu. Önce bir alanda sonra diğerinde belli belirsiz birtakım ilerlemeler kendini gösteriyor, her biri ötekinin gelişmesini zorunlu kılıyordu."[3]

3- Alet Yapış:

"... Yürümek gereksinimi iki ayağıyla giderebilen insanın, elleri, alet yapabilmek için serbest kalmıştır."[4]

4- Düşünmek:

Bu arada, ikinci maddedeki gelişim-körelim devam eder. Ayağa kalkan hayvanda kafanın yalnız alt kısmı için sağlam kaslara gerek kalır. Kafatasının üstündeki kaslar kullanılmaz. Kullanılmadığı için zamanla küçülüp kaybolur ve beynin gelişmesi için yer açılır. Ayrıca;

5- Alet Yaparak Düşünmek:

"... Zamanla daha fazla kullanmak durumunda kaldığı aletleri oluşturup geliştirebilmek için insan, beynini güçlendirmek gereksinimini giderek daha fazla duymuştur. Böylece alet kullanımı insan beyninin büyüyüp güçlenmesinin, bugünkü düzeye erişmesinin temel nedeni olmuştur."[5]

6- Düşünerek Alet Yapmak:

"Alet yapma; öğelere ayırmayı, amaç açısından önemli öğeleri seçmeyi sonra da bu önemli öğeleri yeni bir oluşum içerisinde birleştirmeyi gerektirir"[6]

Bu da ancak düşünülerek/soyutlayarak başarılır.

"... ağaç üstünde ya da altında, çok farklı büyüklük ve biçimde, çeşitli küçük dallarla, yapraklarla donanmış, her biri kendine özgü dalların oluşturdukları kümeden hayvanlara karşı kullanılabilir dal kavramı çekilip çıkarılmaktadır. Önceleri böyle bir dal, belki üzerindeki küçük dallardan sıyrılarak (soyutlamada pek ileri gidilmeyerek) kullanılmaktadır. Sonra soyutlama geliştirilmekte mızrak, ok, yay kavramına varılmaktadır."[7]

Böylece insanı, diğer canlılardan farklı kılan, onlara üstünlük sağlatan özellikler, yavaş yavaş gelişir. Burada unutulmaması gereken nokta, bu gelişimin milyonlarca yıl almış olmasıdır.


[1] (MORRIS, Desmond): Çıplak Maymun (Sander Yayınları, Dördüncü Baskı, 1980-İstanbul) s. 22
[2] Agy. s. 20-21
[3] Agy. s. 22-23
[4] (BULUTAY, Tuncer): Rasyonalite ve Belirsizlik Üzerine (AÜSBF Dergisi Cilt XXXVII Eylül-Aralık 1982) s. 47
[5] Agy. s. 48
[6] Agy. s. 48
[7] Agy. s. 48-49

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder