26 Ocak 2010 Salı

'Biz Olmak' Bilinci Üzerine


Ünlü yazar Alexandre Dumas'nın "Üç Silahşorlar"ında zaman zaman geçen bir söz vardır:


"Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için!"


70'li yıllarda slogan haline dönüşmüştü bu söz:


"Kurtuluş Yok Tek Başına; Ya Hep Beraber, Ya Hiçbirimiz!"


***


Konusu ekonomi ve ulusal gelirin paylaşılmasının söz konusu edildiği yazılarda "pasta" örneği verilir. Daha kolay anlaşılsın diye.. Biz de bu geleneği bozmayalım..


Toplumların, ulusun, grupların vb. belirli bir zaman diliminde elde ettiği ve yaşamını devam ettirebilmesi + bir sonraki zaman dilimi için, tüketmek zorunda olduğu gelir türünü tanımlıyoruz bu "pasta" ile..


Tabii, birden çok kişi olduğunda, sözü edilen "pasta"nın paylaşımı gündeme gelir ki, deyim yerindeyse, dananın kuyruğu da burada kopar!!! Kişiler ya da gruplar "pasta"nın nasıl büyütüleceği üzerine kafa yor(a)madıkları zaman; "pasta"dan kendi paylarına düşen dilimi nasıl büyütmeleri gerektiğini düşünürler ki, bu "ben olmak" bilincidir..


Oysa, bu kişiler ya da gruplar, "hep bana rab bana" anlayışıyla, "gemisini yürüten kaptan" uyanıklığıyla kendi dilimlerini büyütürlerken, bir de bakarlar ki; "pasta" küçülmüş, dolayısıyla kendi payları da küçülmüştür!! Küresel dünya böyle bir şey işte..


***


Elbette sadece kafa yormak yetmez, pastayı büyütmek için!!! Yürek ve bilek yormak da gerekir.. Bütün bunlar da; donanımlı ve sürekli kendini geliştiren bir "beyin"le mümkündür. Bu da yetmez. O beynin ürünlerini yani düşüncelerini yayabileceği, tartışabileceği, hayata geçirebileceği ortam, yani örgütlü toplum gereklidir! Engellisi de, sağlamı da, çalışanı da, öğrencisi de örgütlenebilmelidir..


"...

Hep bir ağızdan türkü söyleyip

hep beraber sulardan çekmek ağı,

demiri oya gibi işleyip hep beraber,

hep beraber sürebilmek toprağı,

ballı incirleri hep beraber yiyebilmek,

yârin yanağından gayrı her şeyde

her yerde

hep beraber!

diyebilmek

için

..."*


Bu da "BİZ OLMAK" bilincidir!


"Pasta"yı yapan, çoğaltan, dağıtan kısaca üretendir "BİZ"! Bir de: Fırının sahip/leri, pasta malzemelerinin sahip/leri, tavanın, pasta tenceresinin sahip/leri vardır ki, kısaca "ONLAR" diyoruz bu kişilere...


İşte "hayat" denilen devasa meydan savaşı, bu "biz"le "onlar" arasında geçer binlerce yıldır..



*Nazım Hikmet, "Simavna Kadısı Oğlu Şeyh Bedrettin Destanı"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder